21 Ocak 2013 Pazartesi

YARDIM..





Değerli Arkadaşlar,
Uzun zamandır blogumda yazı yazamadım.Zira çok yoğun çalışmalarım oldu.Ben T.Kadın Platformu Dernek Başkanlığına getirildim.Onun devir işlemleri, nasıl daha fazla çocuk okuturuz hesaplar, derken yazımı yazamadım
Ama böyle işlerin içine girince, insanların ne kadar zorluklar içinde olduklarını gördüm. Terlik ile şu kış günü okula giden çocuklar. Soba bile yakamayan aileler vs. İnanın bu konular beni çok üzdü. Derneğimizin tüzük maddelerinden biride yoksullara yardım etme.
Arkadaşlarımla hemen bu konuda faaliyete geçmeye ve ayni yardım yapmaya karar verdik.
Onun için bunu sizlerede bildirmek istedim...
Yardımlarınızı esirgemiyeceğiniz dileğiyle...

30 Aralık 2012 Pazar

YENİ YIL


 
 
 
 
 

  • Değerli Arkadaşlarım;
     
     
    Uzun süredir sizlere bir şeyler yazamadım. Zira bu arada uzun uğraşlarım oldu.Üniversite öğrencilerine burs verdiğimiz bir derneğimizin Genel Kurulu vardı.Onun Başkanlığı oylama ile bana verildi.Bende arkadaşlarımın güvenine layık olmak için ön çalışmalarım yoğun oldu.Ben her zaman yeniliklere açık bir insanımdır sizlerinde tavsiyelerine her zaman açığım.Fikirlerinizi beklerim....

  •  
    Bu arada hepinizin yeni yılını kutlarım.

  •  Yeni yıl Sağlık, Başarı, Mutluluk ve Bereket getirsin...

  • ESEN KALINIZ
  • Web Sayfamızı ziyaretiniz bizleri mutlu eder...
  •  

  •  

    17 Kasım 2012 Cumartesi

    SİZLERİ SEVİYORUM





    Sizler İçin..


    Sahip olduklarına şükretmeyi bilmeyenin, kaybettiklerine isyan etmeye hakkı yoktur...

    Bazı insanlar o kadar güzel şeylere sahiptirler ki, bu sahip oldukları güzelliklerin değerini kaybettikleri zaman anlıyorlar. O zamanda iş işten geçiyor.

     




    Kuşkulu yaşayan insanlar vardır. Örneğin o gün sizin için çok güzel bir olay olmuştur. Siz çok sevinirsiniz, ama size öyle bir laf derki sevinciniz yarıda kalır. Çünkü hayatı boyunca etrafına hep kuşkulu bakmıştır.

    Bunu nereden biliyorsun ki? Diyebilirsiniz. Zira benim yakınım da, akrabalarımdan birinde böyle bir insan var. Çok iyi yardım seven birisi, fakat olaylara hep negatif bakıyor. Onu etkilemeye çalışıyorum ama yaşı benden büyük olunca, belli bir noktaya kadar konuşabiliyorum. Gerçi %25 değiştirdim. Artık gerisi kendine kalmış...

    İşte bu gül demetini de ona sunuyorum.Onu çok seviyorum....

    Lütfen kuşkulu olmayalım, yardıma değer insanlara yardım edelim. Bence hayatın en güzel tadı. Hepinize pozitif bir hayat dilerim....

     















    10 Kasım 2012 Cumartesi

    BESİNLER...



    Bana facebook tan gelen bir bilgiyi paylaşmak istedim.


    Öğrenme Kabiliyetini Artıran Besinler :

    Lahana : Sinirliliği giderir (tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için). Daha stressiz öğrenilir (örneğin sınav öncesi).

    Limon : C vitamininden dolayı canlandırır, algılama yeteneğini artırır. Dil öğrenme kursundan önce 1 bardak limon suyu için.

    Yaban Mersini : Uzun süreli bir öğrenmede ideal bir meyvedir. Beynin kanla daha iyi beslenmesini sağlar.

    Dikkat Eksikliğine Karşı Besinler :
     
    Soğan : Aşırı yıpranmaya, fiziksel yorgunluğa karşı. Kanı sulandırır, beyin oksijeni daha iyi alır.

     Ceviz, findık ve fıstık : Konferanslarda, konserlerde, uzun araba yolculuklarında, sinirleri kuvvetlendirirken, beyindeki haber alma maddelerinin oluşumunu hareketlendirirler.

    Zeka Açan ve Beyni Çalıştıran Besinler :

    Zencefil : İçerdiği maddeler beynin yeni fikirler üretmesini sağlar. Kan sulandığı için vücutta daha serbest akar, beyin oksijenle beslenir.

    Kimyon : İnsanın aklına birden bir fikir getirtir. İçerdiği uçucu yağlar bütün sinir sistemini uyarır, ancak üretici düşünce şartıyla. Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan kimyon çayı içmelidir (bir fincana iki tatlı kaşığı dolusu kimyonla).

    Mutluluk Veren Besinler :

    Kırmızı biber : Ne kadar acı olursa o kadar iyidir. Aroma maddeleri vücudun kendi mutluluk hormonu endorphinin salgılanmasını hareketlendirir. En iyisi çiğ yenmektir.
    Çilek : Stresi giderir. Lifli maddesi mutluluk verir. Dozu en az 150 gram.

    Muz : Sırrı serotonin. Bu maddeye beynimizin mutlu olması için ihtiyacı vardır.                
     
    Bellek Açan,Hafızayı Kuvvetlendiren Besinler : 


    Havuç : Hatırlama yeteneğimizi arttırır, çünkü havuç beyin metabolizmasını canlandırır. Bir şey ezberlerke...
    n bir ufak tabak sıvı yağlı havuç salatası yiyin.

    Ananas : Tiyatro sanatçılarının ve müzisyenlerin ihtiyacı olan bir meyvedir. Örneğin uzun bir metin ezberleyebilmek için fazla miktarda C vitaminine ihtiyaç vardır. Ayrıca önemli bir eser halinde element olan mangan içerir.

    Avokado : Kısa süreli bellek içindir. (Örneğin alışveriş listesini yaparken) Fazla miktarda yağ asidi içerir. Yarım avokado yeterlidir.

    Isırgan otu : Hafızayı kuvvetlendiren besinlerdendir. Özellikle sınavlara hazırlanan çocukların çayına ilave edilmesi veya doğrudan ısırgan çayı içirilmesi yerinde olur.
    Kabak : Hafıza için eşsiz bir besindir. Yemeklerle sık sık tüketilmesi son derece faydalıdır.


    Hepinize Sağlıklı , uzun ömürler dilerim.....

    7 Kasım 2012 Çarşamba

    ESKİLER.....








    Bazen otururken eskileri yani çocukluğumu düşünüyorum..Öyle sanıyorum ki içinizde , benim yaşımda olanlar vardır...
    Çocukken çemberlerimiz vardı. Koşturarak elimizdeki sopa ile vura vura çevirirdik. Yorulupta, durduğumuz zaman terlediğimizi, susadığımızı anlar ve de hemen mahallenin devamlı akan çeşmesine koşarak elimizi dayayıp su içerdik. Suyun mikroplu olup, olmaması ne bizim, nede ailemizin aklına gelirdi. Evlerimizde bile kullandığımız, içtiğimiz sular akan musluklarımızdan alınırdı.
    Oyunlarımız bahçelerde ve mahalle arasındaki sokaklarda olurdu. Hele meyvelerin olduğu zamanlar her birimiz bir ağaca çıkıp, orada uzun süre kalıp, büyük bir zevkle meyve yerdik... En çok hoşuma giden ve de mükemmel yaptığım şey hula hop çevirmekti:))


    Bebeklerimiz bezden olurdu..Bunu yazarken bir ara bez bebeğimi akşamları koynuma alarak yattığım aklıma geldi. Bazen acaba zaman, benden o güzel duygularımı almışmı? diyorum... Ama bence o duygularımı, bu yaşımda canım torunlarımla yaşıyorum...
    Hele erkek çocuklarının tabancaları, babalarının tahtadan yaptıkları tabancaydı... Kurşun sesleri ağızlarından çıkardı...’’dan dan daaaaaaaaaaan’’ diye bağırırlardı. Kim önce söylediyse ,o karşıdakini öldürmüş sayılırdı:))....Birde sapanları vardı...Hep kuşlara sapan ile taş atılırdı , ama asla kuş avlayamazlardı...
    Kızlara ninelerinin , erkeklere dedelerin adı konurdu..Örneğin benim iki adım var birisi babaannemin ,ikincisi anneannemin adı..))

    Duvardaki takvimimiz saatli maarif takvimi idi. Gün sonunda babamız o günün sayfasını yırtar alır ve bizlere oradaki özlü sözleri, fıkraları vs. okurdu...

    Sebzelerimiz hormonsuz idi..Ben okuldan gelirken hangi evde ne piştiğini anlardım..Zira nefis kokarlardı taze fasulye , dolma , tavuk inanın nefis kokarlardı..Bu kokulardan hangi evde ne piştiğini anlardık..Şimdi değil apartmanda koksun , pişerken yanına gidin o kokuları duyamıyorsun:))

    En güzeli de bu güzel yemeklerden komşular birbirlerine verirlerdi..Gelen o tabak kesinlikle boş gitmezdi..Sizde yaptığınız yemekten tabağa koyarak , o tabağı komşuya iade ederdiniz...

    Hele yazın salçalar yapılır ..Tenekelerde turşular kurulur ve lehim yapılırdı..zamanı gelipte teneke açılınca nefis bir turşu kokusu yayılırdı evimize.Mantı ise hafta sonunda anne ve çocuklarla evimizde yapılırdı...

    Pazar günleri banyo günümüzdü..Banyoda odun ile ısınan su kazanı vardı..Ve banyoda sabun kullanılırdı..O gün evimizde nefis bir Hacı Şakir sabun kokusu yayılırdı...Sanki o sabun kokusunu duyar gibi oldum:))

    Kış gecelerinde bozacılar << bozaaaaaaaaaa >> diye bağırırdı..Çoğu zaman alırdık ve leblebi ile bozamızı içerdik...


    Gündüzleri ise omzunda askı ,askınım iki ucundaki tepsiler içinde yoğurt olan yoğurtçular vardı...Apartmanın önüne gelip <<yoğurttttt>> diye bağırınca anneme <<nolur kaymaklı al >> derdim..Ama ne nefisti..

    Kış gelince sobalar kurulurdu..Babam o kadar titiz diki , sobayı yakardı ,ondan sonra ışığı söndürür boruların kıpkırmızı olduğunu görünce <<tamam ısınırız artık >> derdi:))

    Sobanın üzerinde devamlı bir kap içinde cızz sesleri ile kaynayan su olurdu..Sabahları sobada kızaran
    ekmek kokuları ile kalkardık..

    Televizyon yoktu. Büyüklerimiz masal anlatırdı. Masalı dinlerken hayal kurardık.

    Asansör diye bir şey bilmezdik.Merdiven çıkardık.Apartman yöneticisi olamadığı gibi , aidatta da yoktu..Apartmanın merdivenleri belirli günlerde daire sakinlerinin hanımları tarafından yıkanırdı...

    Evlerde badana yapılırdı..Sokaklar lambasız olurdu..

    Mahallemizi korumak için bekçilerimiz olurdu. Ben buradayım rahat uyuyun dercesine <<düüüüütttt>> diye düdüğünü çalardı...

    Haberleri radyo ajansından öğrenirdik.Romandan çok teksas , tommiks adlı çizgi romanlar okurduk..

    Defterlerimize kenar süsü yapardık..Yaniiii her gün yaşanacak bir şey olurdu...

    Herkes kendi düşünü kurardı...ve birliktelik vardı..

    Şimdi iseee herkes yorgun, yoğun ve tek başına...

    Ben bu iki hayatıda yaşadım...nolur sözlerime kulak verin ve anlattığım eski hayatı uygulayalım..

    Yani hepinize sevgi, güzellik, yardımlaşma, birliktelik, mutluluk olan bir hayat diliyorum...

     

    6 Kasım 2012 Salı

    MUTLU ÇOCUK...
















    Anne ve babalar çocukları olunca bütün düşünceleri onları büyütmek , okutmak ve güzel bir gelecek hazırlamaktır.Kendilerini bu konuya yoğunlaştırmışlardır...Çalışır çabalarlar böylece yıllar akıppp gider..

    Çocukları 12 veya 15 yaşına gelince hangi mesleği tercih ediyorsun diye sorarlar. Veya yönlendirirler:))

    Ama esasında mutlu olmaları gerektiğini hiçmi hiç düşünmemişlerdir...

    Evet çocuklarımız sağlıklı ve tahsilli büyüsünler... Ama onlara esas mutlu olmaları gerektiğini de anlatsınlar,

    Bence mutlu olmalarının kuralları olmalı, örneğin...

    Daha az düşünüp, daha fazla yaşanmalılar...

    Suratlarını daha az asıp, daha çok gülümsemeliler...

    Az konuşup ,büyüklerini daha çok dinlemeliler.

    Karşılarında kilerini daha az yargılayıp, daha fazla kabul etmeliler...

    Daha az izleyip, daha çok iş yapmalılar...

    İnsanları daha az şikayet ve tenkit edip , daha çok takdir etmeliler..

    Herkesten daha az korkup, insanları daha çok sevmeliler...

    Ben hayata hep pozitif baktım. Bundanda hiçmi hiç zarar görmedim... Mutluyum, Allah bu günlerimi aratmasın...

    Tüm evlatlarımıza hayırlı , mutlu ve gülümsemeli bir hayat dilerim...

     


    4 Kasım 2012 Pazar

    MÜTHİŞ SERGİ....




    Sevgili arkadaşlarım; Çok değerli arkadaşım Sevim Muratlı'nın 19 Kasım -23 Kasım 2012 tarihinlerinde Ankara Milli kütüphanede açacağı Eski Türk El Sanatlarından Nakış adlı ( Gelin Çeyizi-Damat Çeyizi ) Sergiyi gezmenizi tavsiye ederim hepsini yakın dostum olması nedeniyle kendi elleriyle yaparken gördüm ve bu göz nuru eserlerini hayranlıkla izledim.Hepsi görülmeye değer ,müthiş emek verilmiş eserler.Kendisi bu eserleri yurt dışında sergilemiş ve hayranlıkla izlenmiş.Buradaki amaç eserlerinin görülmesidir...Arkadaşıma şimdiden ellerine ve gözlerine sağlık diyorum..Mutlaka serginede geleceğim... .
    Sevgili arkadaşlarım; Çok değerli arkadaşım Sevim Muratlı'nın 19 Kasım -23 Kasım 2012 tarihinlerinde Ankara Milli kütüphanede açacağı Eski Türk El Sanatlarından Nakış adlı ( Gelin Çeyizi-Damat Çeyizi ) Sergiyi gezmenizi tavsiye ederim hepsini yakın dostum olması nedeniyle kendi elleriyle yaparken gördüm ve bu göz nuru eserlerini hayranlıkla izledim.Hepsi görülmeye değer ,müthiş emek verilmiş eserler.Kendisi bu eserleri yurt dışında sergilemiş ve hayranlıkla izlenmiş.Buradaki amaç eserlerinin görülmesidir...Arkadaşıma şimdiden ellerine ve gözlerine sağlık diyorum..Mutlaka serginede geleceğim... .
     
    Bu haberin  daha geniş kitleye giderek herkesin faydalanmasını dilerim...